Yıllar geçtikçe yüzümüzde çeşitli değişimler yaşarız. Göz çevresinde ince çizgiler, dudak kenarlarında belli belirsiz izler ve özellikle yanak bölgesinde “sarkma” diye tabir ettiğimiz gevşemeler oluşur. Bu durum yüzümüzün daha yorgun ya da daha olgun görünmesine yol açabilir. Ancak endişelenmeyin: Günümüzde hem cerrahi hem de cerrahi olmayan pek çok yöntemle yanak sarkmasına karşı önlemler almak ve bu sorunu hafifletmek mümkündür.
Yanak Sarkması Nedir?
Yanak sarkması, yüzün orta bölgesinde yer alan yumuşak dokuların (cilt, yağ ve kas tabakaları) aşağı doğru yer değiştirmesidir. Cildin elastikiyetini kısmen kaybetmesi ve alttaki yapıların zamanla zayıflaması sonucunda yanak hattı belirginliğini yitirir, yüz ovali daha köşeli ve yorgun görünür. Eğer bunu bir benzetmeyle açıklayacak olursak; mutfakta taze bir sünger düşünün. İlk aldığınızda sert ve sıkıdır, ancak suyu emdikçe şişer, bir süre kullanıldıktan sonra da bir miktar yıpranır, şeklini eskisi kadar iyi koruyamaz. Cildimizin içindeki yapılar da benzer süreçler yaşar.
Yanak sarkması çoğu zaman doğal yaşlanma sürecinin bir parçasıdır, ancak bazı insanlarda erken yaşlarda da gözlenebilir. Erken dönemde hafif bir gevşeme, daha ileri dönemlerde belirgin bir çökme veya sarkma şeklinde karşımıza çıkabilir. Örneğin yanakla çene arasındaki hat (nazolabial bölge) derinleşmişse veya “marionette” çizgileri (ağız kenarlarından aşağı inen hatlar) belirginleşmişse, bunun önemli bir sebebi yanak dokusunun aşağı doğru kayması olabilir.
Yanak sarkmasının en erken belirtilerine 30’lu yaşların sonu veya 40’lı yaşların başında rastlanabilir. Yine de herkesin cilt yapısı, genetik faktörleri, yaşam tarzı ve güneşe maruz kalma öyküsü farklı olduğundan, kesin bir yaş vermek mümkün değildir. Dolayısıyla yanak sarkması ne kadar erken başlarsa başlasın, bunun nedenlerini bilmek ve önlem almak büyük önem taşır.
Yanak Sarkmasına Ne Sebep Olur?
Yanak sarkması, birkaç farklı mekanizmanın bir araya gelmesiyle meydana gelir. Kimi zaman cildin elastikiyetini kaybetmesi daha baskın bir roldeyken, kimi zaman yağ dokusunun yer değiştirmesi veya kas gücünün azalması ön plana çıkar. Şimdi bu faktörlere biraz daha yakından bakalım.
- Cilt Elastikiyetinin Azalması
Cildimizde kolajen ve elastin adı verilen iki temel protein bulunur. Kolajen, cildin sağlam durmasını sağlayan “iskelet” görevini üstlenir, elastin ise gerilme ve gevşeme özelliği ile cilde esneklik kazandırır. Yaş ilerledikçe vücudumuzun bu proteinleri üretimi yavaşlar, var olanlar da parçalanır veya kalitesi düşer. Bu durum cildin bir zamanlar gösterdiği direnci gösterememesine yol açar. Deri, yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru çekilir ve sarkma başlar. Tıpkı eskiyen bir lastik bandın esneme özelliğini kaybetmesi gibi, cildimizin de elastikiyeti azalır.
- Subkutan (Cilt Altı) Yağ Dokusu Değişiklikleri
Gençken yüzümüzdeki yağ dokusu daha eşit dağılır, yanaklarımızın üst kısmında daha fazla hacim vardır. Yaşlandıkça veya kilo dalgalanmaları yaşadıkça, yüzümüzün yağ dağılımı değişir. Bazı bölgelerde yağ dokusu incelir veya aşağı doğru kayar, bazı bölgelerdeyse yağ birikimi gözlemlenebilir. Bu dengesizlik, yanakların boşalmasına ya da tam tersine alt kısımlarda toplanarak sarkma görünümüne sebep olabilir.
- Kas Fonksiyonunun Azalması
Yüzümüzdeki mimik kasları, cilt ve yağ dokusuna destek sunar. Yaşlanmaya bağlı olarak kas kütlesi de azalabilir ya da tonusunu kaybedebilir. Özellikle “lip sealing” veya diğer mimik kaslarının gücü azaldığında, yanak bölgesinde yeterince kas desteği kalmaz ve sarkma şiddetlenir.
- Gravitasyonel (Yerçekimi) Etkiler
Yer çekimi, aslında hayatın her anında ve her dokusunda etkilidir. Cilt yapısı ve alttaki destek dokular ne kadar güçlü olursa olsun, uzun vadede aşağı yönlü bir çekilme söz konusudur. Bu çekilme, yukarıda bahsettiğimiz elastikiyet kaybı ve yağ değişiklikleriyle birleşince gözle görülür bir sarkma oluşturur.
- Yaşlanmanın Doğal Süreci ve Hücresel Seviyede Değişimler
Cildimizdeki hücreler zaman içerisinde yıpranır, senescent (yaşlanmış) hücrelerin birikimi artar. Bu hücreler, sağlıklı dokulara zarar verebilecek bazı enzimler ve iltihap oluşumuna katkı sağlayan maddeler üretir. Sonuçta bu da cilt kalitesinin düşmesine, kolajen ve elastin kaybının hızlanmasına yol açar.
- Genetik ve Diğer Faktörler
Aile geçmişinizde erken yanak sarkması veya cilt elastikiyeti ile ilgili sorunlar varsa, sizde de bu eğilim olabilir. Ayrıca güneş ışınlarına aşırı maruz kalma, hava kirliliği, sağlıksız beslenme, sigara içme gibi yaşam tarzı faktörleri de süreci hızlandırır.
Kimlerde Yanak Sarkması Görülme Riski Daha Yüksektir?
Yanak sarkması pek çok kişide görülse de bazı gruplar daha yüksek risk altındadır:
- Ailesel Yatkınlık: Anne, baba veya diğer yakın akrabalarda erken cilt sarkması varsa, genetik olarak riskiniz artar.
- Fazla Güneş Maruziyeti: Güneşin ultraviyole (UV) ışınları ciltteki kolajen ve elastin liflerini kırarak cildi zayıflatır, bu da erken sarkmaya yol açabilir.
- Sigara İçenler: Sigaranın içindeki kimyasallar kan dolaşımını bozar, cilde oksijen ve besin taşınmasını azaltır. Bu da erken kırışma ve sarkma ile ilişkilendirilir.
- Hızlı Kilo Kaybı veya Alımı: Ani kilo değişimleri cilt altı yağ dokusunu olumsuz etkiler. Özellikle hızlı kilo kaybında cilt altı desteği azalır, cilt sıkılaşmaya yetişemeyerek sarkabilir.
- İleri Yaş: Yaşla beraber ciltte ve alttaki destek dokularda doğal bir gevşeme oluşur.
- Uyku Düzeni Bozuk Olanlar ve Stresli Yaşam Tarzına Sahip Olanlar: Yeterli dinlenemeyen vücutta hücresel yenilenme yavaşlar, stres hormonları cilt kalitesini düşürür.
Yanak Sarkması Hangi Belirtilerle Kendini Gösterir?
Yanak sarkması bazen çok hafif bulgularla başlar. Belki sadece önceden dolgun duran elmacık kemiklerinin hafif boşalması, gülümserken yanakların eskisi gibi yukarı kalkmaması veya nazolabial çizgilerin (burun kenarından ağız köşesine uzanan hattın) derinleşmesi ilk sinyaller olabilir. İlerleyen dönemlerde aşağıdaki belirtiler daha belirgin hale gelebilir:
Yanak Konturunun Azalması: Ayna karşısında, yüzünüzün orta hattının eskisine göre daha düz veya sarkık olduğunu fark edebilirsiniz.
Çökük Görünüm: Yanak üst kısımlarında hacim kaybı nedeniyle bir çöküklük oluşabilir, bu da yorgun bir ifadenin oluşmasına katkı sağlayabilir.
Ağız Kenarı Çizgilerinin Derinleşmesi: “Marionette çizgileri” olarak da bilinen bu hatlar, ağız köşesinden çene hattına kadar iner ve kişinin mutsuz veya üzgün göründüğü bir ifade yaratır.
“Jowl” Oluşumu: Bazı kişilerde yanak altındaki dokular sarkarak çenenin kenarlarında hafif sarkıklık yapabilir. Bu yüzün daha kare veya ağır görünmesine yol açar.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri ile Yanak Sarkması Önlenebilir mi?
Evet, bazı temel alışkanlıkları geliştirerek yanak sarkmasının hızını yavaşlatmak veya hafifletmek mümkündür. Örnek olarak:
- Güneş Koruması Sağlamak
Cildinizi güneşten korumak, ileride oluşabilecek kolajen ve elastin kaybını önemli ölçüde azaltır. Güneşe çıkmadan önce en az 30 SPF koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmak, şapka veya güneş gözlüğü takmak gibi önlemler bu anlamda oldukça etkilidir.
- Sigara ve Alkol Kullanımını Sınırlamak
Sigara, kılcal damarlarınızı daraltır ve cildinize daha az oksijen gitmesine sebep olur. Ayrıca alkol de vücudu susuz bıraktığı için cildin esnekliğini bozar. Dolayısıyla sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini azaltmak cilt kalitenizi korumanıza yardımcı olabilir.
- Dengeli Beslenme ve Düzenli Egzersiz
Vücudunuz sağlıklı olduğunda, cildiniz de daha sağlıklı görünür. Sebze ve meyveler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar (örneğin balık yağı, zeytinyağı, avokado) ve yeterli protein alımı cildin kolajen üretimini destekler. Düzenli egzersiz ise kan dolaşımını artırarak cilde daha fazla oksijen ve besin gitmesini sağlar.
- Yeterli Su Tüketimi
Cildinizin nemli kalması, esnekliğini koruması adına önemlidir. Günde ortalama 2 litre su içmek çoğu insan için uygun bir miktar olsa da günlük aktivite düzeyinize ve çevre koşullarına göre bu miktarı ayarlayabilirsiniz.
- Stresi Azaltmak ve Yeterli Uyku
Stressiz bir yaşam elbette ki mümkün değil ancak stresinizi azaltacak aktiviteler (yoga, meditasyon, doğa yürüyüşü vb.) veya teknikler öğrenmek cildin kendini yenilemesine de yardımcı olur. Ayrıca geceleri 7-9 saat kaliteli uyku almak, cildin tamir süreçlerini destekler.
- Postür ve Uyku Pozisyonu
Gün boyu sürekli eğik durmak, yanakların ve çene hattının yer çekimine daha kolay yenik düşmesine sebep olabilir. Doğru oturuş ve duruş alışkanlığı edinmek, cildi uzun vadede koruyabilir. Yüzüstü uyumak yerine sırtüstü uyumak da yanağa olan baskıyı azaltabilir.
Yanak Sarkması İçin Evde Yapılabilecek Egzersizler Faydalı mıdır?
Son yıllarda “yüz yogası” veya “yüz egzersizleri” diye adlandırılan uygulamaların popülaritesi artmıştır. Yapılan birkaç araştırma, özellikle bazı basit egzersizlerin yanak kaslarını güçlendirmeye ve yanak konturunu bir miktar toparlamaya yardımcı olabileceğini öne sürmektedir. Örnek vermek gerekirse:
Cheek Lifter (Yanak Kaldırma Egzersizi):
- Dudaklarınızı “O” harfi yapacak şekilde açın.
- Üst dudağınızı dişlerinize doğru hafifçe geriye doğru kıvırın.
- Hafifçe gülümseyerek yanak kaslarınızı yukarı doğru kaldırmaya çalışın.
- Bu hareketi birkaç saniye tutarak yanak kaslarınızı iyice çalıştırın.
Happy Cheeks Sculpting (Mutlu Yanak Şekillendirme):
- Dudaklarınızı kapalı tutun, dişlerinizi göstermeden gülümseyin.
- Yanak kaslarınızı olabildiğince yukarı doğru itin.
- İki elinizin parmaklarını hafifçe ağız köşelerinin üzerine yerleştirip, parmaklarınızı yukarı doğru kaydırarak hareketi destekleyin.
- 20 saniye kadar bu pozisyonda kalın.
Bu tip egzersizlerin mantığı, yanak kaslarını düzenli çalıştırarak kas kütlesinde hafif bir artış sağlamak ve cildin daha gergin durmasını desteklemektir. Ancak egzersizlerin etkisini görmek için haftalarca ve düzenli olarak uygulama yapmak gerekir. Tek başına mucize yaratmayacağını da bilmek önemli. Bu yöntem hafif düzey sarkmalarda destekleyici bir rol oynayabilir ama ileri sarkma vakalarında yeterli olmaz.
Cilt Bakım Ürünleri Yanak Sarkmasına Karşı Ne Kadar Etkili Olabilir?
Cilt bakım ürünleri genellikle krem, serum veya losyon formunda olup, içeriklerinde kolajen, elastin, peptitler, antioksidanlar veya hyalüronik asit gibi maddeler bulundururlar. Bu ürünlerin bir kısmı cilde geçici bir dolgunluk etkisi sağlayabilir ve nem seviyesini artırabilir. Ancak derin dokulardaki sarkmayı tamamen ortadan kaldırmaları beklenemez. Daha çok koruyucu ve destekleyici nitelikleri önemlidir:
Retinoidler (Retinol): Hücre yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini destekler. Düzenli kullanımla cilt yüzeyinde iyileşme ve hafif bir sıkılaşma gözlenebilir.
Peptitler: Ciltte protein üretimini teşvik eder. Özellikle kolajen sentezine katkıda bulunabilecek tasarlanmış peptit kompleksleri, uzun vadeli kullanımda cilt direncini artırmaya yardımcı olabilir.
Antioksidanlar (C Vitamini, E Vitamini vb.): Serbest radikalleri nötralize ederek cilt hasarını azaltır, kolajen liflerinin korunmasına destek olur.
Hyalüronik Asit: Cildin nem tutma kapasitesini artırır, ince çizgilerin görünümünü hafifletebilir ve daha dolgun bir görünüm sunar.
Bu ürünlerden sonuç almak istiyorsanız, düzenli ve uzun süreli kullanım önemlidir. Yani herhangi bir kremi bir hafta kullanıp mucize beklemek gerçekçi değildir. Ayrıca içeriklerin kalitesi, cildinize uygunluğu ve formülasyon teknolojisi de çok önemlidir. Yanlış veya aşırı kullanım ise tahriş veya sivilce gibi istenmeyen etkilere yol açabilir.
Cerrahi Olmayan Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Yanak sarkması henüz ileri seviyede değilse veya kişi cerrahi işlemden kaçınıyorsa, son yıllarda gelişen pek çok teknoloji ve yöntemle daha kontrollü yaklaşımlar mümkündür.
- Dolgu Uygulamaları (Dermal Fillers)
Hyalüronik asit bazlı dolgular özellikle orta yüz ve yanak bölgesinde hacim kaybını gidermek, cildi desteklemek için sıkça tercih edilir. Dolgu, eksilen yağ dokusunun bir nevi yerine konması mantığıyla çalışır. Böylece yanaklar daha dolgun ve kalkık görünür. İşlem genellikle 15-30 dakika sürer ve etkisi ortalama 6 ay ile 2 yıl arası değişebilir.
- Botulinum Toksini (Botoks)
Botoks, çoğunlukla alın ve göz çevresi kırışıklıklarını gidermek amacıyla bilinir. Ancak bazı hekimler yanak bölgesindeki belirli kas gruplarına da küçük dozlarda botoks enjekte ederek, kas çekişini hafifçe düzenleyebilir. Bu yanak sarkmasını hafifletmeye yardımcı olabilir fakat tek başına çok belirgin bir etki yaratmayabilir.
- Enerji Bazlı Cilt Germe Yöntemleri (HIFU, RF, Lazerler)
HIFU (High-Intensity Focused Ultrasound): Odaklanmış ultrason dalgalarıyla cildin alt katmanlarında ısı artışı sağlayarak kolajen üretimini tetikler.
Radyofrekans (RF) Uygulamaları: Özellikle cilt ve alt dokuları ısıtarak sıkılaşmayı teşvik eder.
Lazer Tedavileri: Bazı lazer türleri kolajen üretimini uyararak ciltteki elastikiyet kaybını azaltmaya yardımcı olabilir.
Bu yöntemlerde hafif-orta dereceli sarkmalarda başarılı sonuçlar elde edilebilir. Ancak genellikle 1-3 seans gerekebilir ve etki zaman içinde (birkaç hafta ila birkaç ay arasında) kendini daha belirgin gösterir.
- İple Yüz Germe (Thread Lift)
İpler, cilt altına yerleştirilerek belirli bir bölgeyi kaldırmaya yönelik bir destek sağlar. Ayrıca bu ipler ciltte kolajen üretimini de teşvik edebilir. Yaklaşık 12-18 ay etkisi devam edebilir. Cerrahiye göre daha hızlı bir iyileşme süreci vardır, ancak sonuçlar bir tam yüz germe ameliyatı kadar uzun ömürlü olmaz.
Hangi Cerrahi Yöntemler ile Yanak Sarkması Düzeltilebilir?
Cerrahi işlemler, yanak sarkması ileri seviyeye ulaşmış veya kalıcı ve daha dramatik sonuçlar isteyen kişiler için güçlü bir seçenektir. Bu yöntemler elbette daha fazla risk, maliyet ve iyileşme süresi gerektirir. Ancak deneyimli ellerde yapıldığında oldukça başarılı sonuçlar verebilir.
Facelift (Yüz Germe / Ritidektomi)
SMAS (Superficial Musculoaponeurotic System) Lift: Yanak ve çene hattındaki kas-fasya tabakasını (SMAS) sıkılaştırarak daha genç bir yüz hatları elde etmeyi amaçlar.
Derin Plan (Deep-Plane) Facelift: Daha kapsamlı bir germe sağlar. Yüzdeki daha derin dokular da kaldırılıp yerine konur. Bu sayede orta yüz, yanaklar ve nazolabial katlantılar daha etkili biçimde düzeltilir.
Kompzit Facelift: Deep-plane tekniğinin biraz daha genişletilmiş halidir; göz çevresi dahil olmak üzere yüzün çeşitli bölgelerinde bütüncül bir gençleştirme sunar.
Midface Lift (Yanak Kaldırma)
Alt yüz ve boyundan çok, orta yüz bölgesindeki sarkmaların onarımına odaklanır. Genellikle alt göz kapağı kenarından veya saç çizgisi içinden yapılan kesilerle yanak yağ dokusu yukarı doğru çekilerek sabitlenir.
Malar (Elmacık) İmplantları
Yanak bölgesinde hacim eksikliği olanlarda, kemik yapısı çok geride kaldığında ya da genel yüz konturunu güçlendirmek amacıyla yanak kemiklerinin üzerine implant yerleştirilebilir. Bu elmacık kemiklerini belirginleştirerek sarkma görünümünü kısmen kamufle edebilir.
Bichectomi (Bukkal Yağ Yastıkçığı Alma)
Kimi zaman, aşırı yanak dolgunluğu sarkma görünümüne katkıda bulunur. Bu yağ yastıkçıklarının cerrahi olarak çıkarılması, yanak konturunu inceltir ve daha kalkık bir görünüm verebilir. Ancak bu operasyon bazı kişilerde orta yüz hacminin iyice kaybolmasına neden olup uzun vadede daha yaşlı bir ifadeye yol açabilir. Bu nedenle seçici davranmak önemlidir.
Her cerrahi yöntemde olduğu gibi enfeksiyon, kanama, sinir hasarı, anestezi reaksiyonları gibi riskler mevcuttur. Bu nedenle seçilecek yönteme mutlaka uzman bir plastik cerrahla birlikte karar verilmeli ve beklentiler gerçekçi şekilde değerlendirilmeli.
Dolgu ve Diğer Uygulamaların Kalıcılığı Ne Kadardır?
Hyalüronik asit dolgular ortalama 6 ila 18 ay arasında kalıcılık gösterir. Bu süre, kişinin metabolizması, dolgu maddesinin kalitesi ve uygulama bölgesine göre değişir. Bazı dolgular daha kalıcı olmakla birlikte (2 yıla kadar), bunların yoğunluğu da daha fazladır ve yanak gibi yüksek hareketli bölgelerde kullanılması, doğru ürün seçimini gerektirir.
Botoks’un etkisi genellikle 3-6 ay kadar sürer ve yanak sarkması tedavisinde pek çok zaman tek başına kullanılmaz. RF, HIFU, lazer gibi yöntemler 1-2 seans sonunda 6 ay ila 1 yıl kadar etkili olabilir; düzenli aralıklarla tekrarlanarak cildin kolajen üretimi desteklenebilir.
İple germe yöntemlerinin etkisi ise ortalama 12-18 ay sürebilir. İpler zaman içinde vücut tarafından emilirken de kolajen üretimini teşvik eder. Ancak cilt doğal yaşlanma sürecine devam ettiği için tam kalıcı bir çözüm sağlamayabilir.
Yanak Sarkması Estetiğinde İyileşme Süreci Nasıldır?
Cerrahi işlemlerde (örneğin facelift) iyileşme süreci genellikle 2-4 hafta sürer. İlk birkaç gün ödem, morluk ve rahatsızlık hissi normaldir. Ameliyat sonrası hekim tarafından önerilen özel bandaj veya koruyucu giysiler, yüzün yeni şeklinin korunmasına yardımcı olur. İyileşme sırasında ağır egzersizlerden kaçınmak, alkol ve sigara tüketmemek ve düzenli kontrollere gitmek gerekir.
Cerrahi olmayan uygulamalarda (dolgu, botoks, RF, HIFU, ip germe) ise günlük hayata dönüş çok daha hızlıdır. Genelde işlemden hemen sonra veya 1-2 gün içinde işe ya da sosyal aktivitelere dönülebilir. Hafif kızarıklık, şişlik veya morluklar görülse de bunlar genellikle geçicidir.
Ne Zaman Bir Profesyonele Danışmak Gerekir?
Kendinizi Rahatsız Hissettiğinizde: Yüzünüzdeki sarkma görüntüsü nedeniyle özgüven eksikliği veya mutsuzluk yaşıyorsanız, bu konuda profesyonel bir görüş almak çözüm seçeneklerini öğrenmenizi sağlar.
Daha İleri Tedavilere İhtiyacınız Olduğunu Düşündüğünüzde: Kremler, ev egzersizleri ya da diğer basit uygulamalar yetersiz kaldığında, daha etkin yöntemlere geçiş yapmayı değerlendirebilirsiniz.
Ani veya Aşırı Sarkma Fark Ettiğinizde: Normal yaşlanma sürecinden çok daha hızlı bir sarkma gözlüyorsanız, başka bir sağlık problemi (ödem, kilo kaybı vb.) söz konusu olabilir. Bunu değerlendirmek için bir doktora danışmak önemlidir.
Beklentilerinizi Netleştirmek Adına: Cerrahi ya da cerrahi olmayan tedavilerle ilgili merak ettiğiniz tüm detayları öğrenmek, gerçekçi beklentiler geliştirmek ve riskleri anlamak için mutlaka uzmana görünmelisiniz.
Yanak Sarkmasından Korunma ve Tedavi Sürecinde Motivasyonun Önemi
Konu estetik ve görünüm olunca, bazen insan kendini gereksiz bir yarışın içinde hissetmeye başlayabilir. Sosyal medyadaki “filtreli” fotoğraflar, ünlülerin mükemmel ciltleri, yaşlanmayan yüzler… Bunlar elbette ki gerçekte karşılığı olmayan, abartılı örnekler olabilir. Dolayısıyla yanak sarkması gibi bir konuda tedavi almayı düşünüyorsanız öncelikle hedefinizin “kendinizin daha iyi bir versiyonu olmak” olduğunu unutmamalısınız. Bu süreçte şu noktalar yardımcı olabilir:
Gerçekçi Beklentiler:
Hiçbir yöntem sizi 20 yaş gençleştirmez, ancak yüzünüze daha canlı, daha dinamik bir görünüm kazandırabilir.
Küçük Adımlar:
Cerrahi olmayan yöntemlerle başlayıp sonuçlarından memnun kalırsanız devam edebilirsiniz. Veya cerrahi seçenekleri düşünecek kadar sarkmanız var ise, iyi bir plastik cerrah ile görüşüp kapsamlı bir değerlendirme alabilirsiniz.
Uzman Seçimi:
Uygun teknik, cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza göre seçilmelidir. İşinin ehli uzmanlar, süreç boyunca hem fiziksel hem de psikolojik açıdan sizi yönlendirir.
İzlem ve Bakım:
Yapılan işlemin etkisini sürdürmek için düzenli kontroller, uygun ev bakımı ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının sürdürülmesi gerekir.
Yanak Sarkmasında Beslenme ve Takviyelerin Rolü Nedir?
Cildin en büyük organımız olması ve yenilenme süreçlerinde çok sayıda vitamin ve minerale ihtiyaç duyması nedeniyle beslenme alışkanlıklarımız, yanak sarkmasıyla mücadelede önemli bir destek sunar.
Protein Kaynakları (Balık, Yumurta, Tavuk, Baklagiller): Kolajen oluşumu için gerekli amino asitleri içerir.
Antioksidan Zengini Meyve ve Sebzeler (Portakal, Çilek, Domates, Ispanak vb.): Cilt hücrelerini serbest radikallere karşı korur.
Sağlıklı Yağlar (Zeytinyağı, Avokado, Ceviz vb.): Cildin nem bariyerini güçlendirir.
Su Tüketimi: Cildin kurumasını ve kırışmasını engeller.
Ek olarak kolajen ve hyalüronik asit takviyeleri son yıllarda popüler hale gelmiştir. Henüz bu takviyelerin doğrudan ciltte ciddi bir sıkılaşma sağladığına dair çok güçlü bilimsel kanıtlar yok, ancak bazı çalışmalar sınırlı da olsa fayda gördüğünü söyleyen vakalardan bahseder. Kimi insanlar, özellikle hidrolize kolajen takviyesi aldıklarında daha parlak ve daha sağlıklı bir cilt fark ettiklerini dile getirir. Yine de bu takviyeleri kullanmadan önce bir uzmana danışmakta yarar vardır.
Yanak Sarkmasıyla Başa Çıkmak Mümkün mü?
Yanak sarkması, yaşlanmanın doğal bir parçası olarak ortaya çıkar ama bu durum “kaderimiz” olmak zorunda değildir. Günümüzde cilt bakımı, yaşam tarzı önlemleri, cerrahi veya cerrahi olmayan yöntemlerle bu süreci kontrol altına almak ve yüzümüze yeniden canlılık kazandırmak mümkün. Dilerseniz küçük dokunuşlarla hafif bir iyileşme sağlayabilir, dilerseniz daha belirgin sonuçlar için cerrahi yöntemleri tercih edebilirsiniz.
Öncelik, Koruyucu Yaklaşım: Genç yaşlardan itibaren güneşten korunmak, sigaradan uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek, cildinizin uzun vadede daha sağlıklı ve esnek kalmasına katkı sunar.
Tedavi Seçenekleri Çeşitlidir: Dolgular, botoks, ip germe, HIFU, radyofrekans ve lazer gibi yöntemler sayesinde cerrahiye alternatifler mevcuttur. İleri vakalarda ise facelift veya midface lift gibi ameliyatlarla daha tatmin edici ve uzun süreli sonuçlar elde edilir.
Profesyonel Görüş Şart: Özellikle ileri müdahaleler planlanıyorsa bir dermatolog veya plastik cerrahtan görüş almak şarttır. Her yüz, her cilt tipi ve her beklenti farklı olduğundan en doğru tedaviyi uzmanınıza danışarak belirleyebilirsiniz.
Eğer “Yanak sarkması beni rahatsız ediyor, kendimi daha enerjik hissetmek, yüzümdeki yorgun ifadeyi azaltmak istiyorum” diyorsanız, yaşam tarzı değişikliklerinden başlayarak gerekli görülen noktalarda profesyonel tedaviler alabilirsiniz. Unutmayın ki amaç daha genç veya “başka biri” gibi görünmekten ziyade, yüzünüze sağlık ve tazelik kazandırmak olmalıdır. Sonuçta kendinizi daha iyi hissetmeniz, dış görüntünüzdeki ufak bir dokunuşla bile mümkün olabilir.
Yanak sarkması konusunda atacağınız ilk adım, bunun nedenlerini doğru anlamaktır. Bu nedenlerin bir kısmını kontrol altına almak (sigarayı bırakmak, güneş koruması, sağlıklı beslenme gibi) sizin elinizdedir. Kontrol edemediğimiz faktörler (genetik veya doğal yaşlanma süreci) içinse tıbbi ve estetik çözümler mevcut. Uygun yöntemi seçerken hem bilimsel verileri hem de kendi konforunuzu hesaba katarak bir uzmanla iş birliği yapmak en sağlıklı yoldur.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olan Dr. Erman Ak, ilk ve orta öğrenimini Mersin’de, lise öğrenimini Mersin Fen Lisesi’nde tamamlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2014 yılında Tıp Doktoru olarak mezun oldu. 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. İstanbul’un sayılı çene cerrahisi merkezlerinden biri olan hastanede birçok başarılı dudak damak yarığı, doğumsal anomaliler ve çene cerrahisi operasyonları gerçekleştirdi. Bu zorlu ve yorucu ameliyatlar, Dr. Erman Ak’ın yüz cerrahisinde kendi konseptini oluşturmasına faydalı oldu.