Meme estetiği, günümüzde yalnızca görünüşle sınırlı olmayan, aynı zamanda kişinin özgüvenini ve beden algısını da yakından etkileyen bir alan haline gelmiştir. “Meme protezi” denince genellikle akla, meme hacmini artırmak veya yeniden şekillendirmek amacıyla yerleştirilen silikon ya da salin (tuzlu su) dolgulu implantlar gelir. Bu protezler kimi zaman estetik kaygılarla, kimi zaman da rekonstrüksiyon amaçlı (örneğin kanser sonrası) tercih edilebilir. Ancak doğru protez seçimi yapmak, pek çok faktörü değerlendirmeyi ve süreci enine boyuna düşünmeyi gerektirir.
Meme Estetiği Neden Önemlidir?
Meme estetiğinin önemi, aslında kişinin özsaygısı ve beden algısıyla yakından ilişkilidir. Göğüs bölgesi, birçok kültürde kadınlık sembolü olarak görülür. Dolayısıyla bu bölgeyle ilgili memnuniyetsizlik, yalnızca aynada görülen görüntüyle ilgili değildir; sosyal ilişkiler, kıyafet tercihi ve hatta günlük yaşamın küçük ayrıntılarına kadar uzanan bir etki alanına sahiptir.
- Özgüven ve Beden Algısı: Meme hacminin yeterli olmaması veya meme şeklinin istenen formda olmaması, kişide özgüven eksikliğine ve sosyal ortamlarda çekingenliğe yol açabilir. Dış görünüşüyle barışık olmak, genel psikolojik iyi oluşa doğrudan etki eder.
- Kişisel Tercihler ve Toplumsal Etkiler: Bazı insanlar, toplumun dayattığı “mükemmel beden” algısından bağımsız olarak tamamen kendi isteği doğrultusunda meme büyütme veya onarım ameliyatına yönelebilir. Bu “benim bedenim, benim kararım” söyleminin en somut örneklerinden biridir.
- Rekonstrüksiyon Amaçlı Cerrahi: Özellikle meme kanseri sonrası, mastektomi gibi operasyonlar geçiren kişilerde protez uygulaması, kaybedilen dokunun geri kazanılmasına yardımcı olur ve psikolojik olarak destekleyici bir rol üstlenir.
Tüm bu nedenler meme protezi seçimini basit bir “güzellik operasyonu”ndan öte, çok yönlü bir sürece dönüştürür. Seçilecek implantın tipi, boyutu ve şekli de bu çok yönlü sürecin en önemli parçalarını oluşturur.
Silikon ve Salin Protezlerin Temel Yapısı Nasıldır?
Meme protezleri, kabaca “dış kılıf” ve “iç dolgu” olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Dış kılıf çoğunlukla silikon elastomer adını verdiğimiz tıbbi sınıf bir malzemedir. Bu kılıfın içine ise ya silikon jel ya da steril tuzlu su (salin) doldurulur.
Silikon İmplantlar
- İçerik: İçleri doğala yakın yoğunlukta, “kohezif jel” adı verilen özel bir silikon jelle doludur. Bu jel, sert yapılı değildir; daha akışkan bir dokuya sahiptir ancak geleneksel sıvı silikonla karıştırılmamalıdır. Kohezif jel, bir jöle kıvamında düşünülebilir.
- Dış Kılıf: Yüksek kaliteli, tıbbi onaylı silikon elastomerden oluşur. Belli bir esneme payı vardır, ancak belirli bir sertlik de hissedilebilir.
- Avantaj: Doğala yakın kıvam ve yumuşaklık sağlar, özellikle estetik kaygısı yüksek kişilerde daha tercih edilir.
Salin (Tuzlu Su) İmplantlar
- İçerik: İçerisinde steril tuzlu su bulunur. Tıpkı bir balonun suyla doldurulması gibi, ameliyat sırasında da bu implantlar doldurularak istenen hacim ayarlanabilir.
- Dış Kılıf: Yine silikon bazlı bir elastomer kılıfa sahiptir. Yani salin implant “tamamen silikon malzemeyi dışarıda bırakır” demek pek doğru olmaz. Sadece iç dolgu malzemesi farklıdır.
- Avantaj: Ameliyat esnasında hacim ayarlanabilir ve protez boş hâlde yerleştirildiği için daha küçük kesik (insizyon) kullanılmasına olanak tanır.
Bu yapısal fark, implantın elde hissedilen yumuşaklığından, ameliyat sırasında gerekecek kesinin boyutuna kadar pek çok detayı etkiler. Bunu şöyle düşünün: İki adet farklı dolgu malzemesiyle şişirdiğiniz yastıklar var; ikisinin de kılıfı aynı, ama iç dolguları farklı. Dolayısıyla yastığı elinize aldığınızda hissedeceğiniz yoğunluk, yumuşaklık ve hatta sallanma hissi birbirinden farklı olur.
Hangi İmplant Daha Doğal Bir Görünüm Sağlar?
Pek çok kişinin en merak ettiği soru, “Ameliyattan sonra göğsüm ne kadar doğal görünecek ve hissedecek?” şeklindedir. Çünkü meme protezi deyince akla gelen en büyük endişe, yapay bir görüntü veya dokunulduğunda sıradan bir “balon” hissi alınmasıdır.
- Silikonun Avantajı: Silikon implantların içindeki jel, göğüs dokusuna oldukça benzer bir yumuşaklığa sahiptir. Elle temas ettiğinizde daha az “dalgalanma” veya “buruşma” hissedilir. Eğer mevcut meme dokunuz çok ince ise silikon protez, daha doğal bir kıvam sunabilir. Buna ek olarak göğüsün hareketlerinde de nispeten daha doğal bir esneklik görebilirsiniz.
- Salin (Tuzlu Su) İmplantların Özelliği: Salin implantlar ise su dolu olması nedeniyle, özellikle yeterli meme dokusu veya kas örtüsü olmadığında daha belirgin katlanma ve dalgalanma yapabilir. İnce bir tişört giydiğinizde veya dekolteli bir kıyafet tercih ettiğinizde, bazen bu dalgalanmalar dışarıdan belli olabilir. Bu durum su dolu bir balonu elinize aldığınızda hissedilen dalgacıklara benzetilebilir.
Ancak “her salin implant her zaman dalgalanma yapar” diye bir kesinlik yoktur. Vücut yapınız, cilt kalınlığınız, protezin üzerini örten kas tabakası ve hekimin cerrahi yaklaşımı gibi birçok faktör de bu sonucu değiştirebilir. Kimi hastalarda salin implantlarla da son derece tatmin edici, doğal sonuçlar almak mümkündür. Yine de genel kabul, silikonun doğal doku hissine daha yakın bir seçenek sunduğudur.
Güvenlik ve Sağlık Konuları Nelerdir?
Meme protezi seçerken estetik sonuç kadar güvenlik ve olası yan etkileri de dikkate almak gerekir. Her iki implant türü de uzun yıllardır kullanılan, FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) gibi otoritelerce onaylanmış ürünlerdir. Fakat aralarında bazı farklılıklar bulunur.
Ruptur (Yırtılma) Durumları
- Silikon İmplantlarda Sessiz Yırtılma: Silikon jel, balonun içine konmuş yoğun bir jel gibi düşünülebilir. Eğer balonda ufak bir delik oluşursa, su dolu balon misali anında sönmez; jelin büyük bölümü kılıf içinde kalabilir veya çevre dokuya yayılabilir. Bu nedenle “sessiz yırtılma” olarak adlandırılır. Fark edilmediği takdirde uzun süre böyle kalabilir ve bazen sadece rutin bir MRI veya ultrason tetkikiyle ortaya çıkar.
- Salin İmplantlarda Hızlı Deflasyon (Sönme): Salin implantta ise küçük bir delik bile oluşsa su sızar ve göğüs kısa sürede sönerek hacmini kaybeder. Böylece kişi neredeyse anında durumun farkına varır. Su, vücut tarafından emildiği için büyük bir sistemik zarara yol açmaz.
- Kapsul kontrakturu (Capsular Contracture): Her iki implantta da vücudun “yabancı bir cisme” karşı geliştirdiği normal koruyucu bir reaksiyon olan kapsül dokusu oluşur. Ancak bazen bu kapsül aşırı sertleşip daralabilir. Silikon veya salin olması kapsul kontraksiyon oranlarını etkileyebilir, ancak genetik yatkınlık ve cerrahi teknik de çok önemlidir.
- Ek Görüş: BIA-ALCL (Breast Implant-Associated Anaplastic Large Cell Lymphoma)
Bu meme implantlarıyla (özellikle de yüzeyi pütürlü, yani ‘textured’ olan) ilişkili nadir görülen bir lenfoma türüdür. Risk düşüktür, ancak olasılık tamamen sıfır değildir. Bu nedenle uzun vadeli takip oldukça önemlidir.
Görüldüğü gibi, her iki tip implantın da kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Önemli olan düzenli kontroller ve hekimin önerdiği şekilde muayeneleri aksatmamak; herhangi bir beklenmedik durumda erken müdahale etmektir.
Emzirme, Duyum ve Uzun Vadeli Komplikasyonlar
Meme protezi yerleştirmeyi düşünen pek çok kişinin aklında “Emzirme yapabilir miyim?” ve “Duyumda bir kayıp olur mu?” gibi sorular belirir. Bu konuda net olmak adına hem tıbbi araştırmalardan hem de hastaların deneyimlerinden yola çıkarak bazı noktaları vurgulayabiliriz.
Emzirme
- Meme Dokusu ve Süt Kanalları: Göğüs implantı, genellikle meme dokusunun altına veya göğüs kasının altına konur. Süt kanallarının kesilmesi ya da işlevlerini yitirmesi cerrahi teknikle ilişkilidir; yani protezin tipi (silikon veya salin) bu durumu tek başına belirlemez.
- Cerrahi Yaklaşımın Önemi: Meme başı çevresinden (periareolar) yapılan kesiler bazen süt kanallarına daha fazla zarar verebilir. Bu nedenle ameliyat öncesinde emzirme planınız varsa bu detayı hekiminizle paylaşmanız ve kesinin yeri konusunda doğru planlamayı yapmanız önemlidir.
- Araştırma Verileri: Yaygın kanı, doğru cerrahi teknikle yapıldığı takdirde hem silikon hem de salin implant sahibi birçok kadının emzirebildiğidir. Ancak mevcut meme dokusu miktarı, operasyonun türü ve bireysel farklılıklar sonucunda bazı kişilerde süt üretiminde azalma görülebilir.
Duyum (Sıcaklık, Dokunma Hissi vb.)
- Sinir Hasarı İhtimali: Meme başı çevresinden kesi yapıldığında bazen sinir uçlarına geçici veya kalıcı hasar gelebilir. Ancak bu durum yine implantın türünden ziyade cerrahi yönteme bağlıdır.
- Uzun Vadede Normale Dönüş: Pek çok vakada, ameliyat sonrası ilk aylarda görülen duyum değişiklikleri (örneğin meme ucunda azalma veya aşırı hassasiyet) zamanla düzelir. Bazı kişilerde kalıcı hissizlik de olabilir; bu oranın çok yüksek olmadığını belirtmek gerekir.
Uzun Vadeli Komplikasyonlar
- Sarkma ve Yaşlanma: Unutulmamalıdır ki meme dokusu da zamanla yerçekimi, yaşlanma, kilo değişiklikleri gibi faktörlerden etkilenir. Protez olsa da olmasa da yıllar geçtikçe göğüslerde sarkma olabilir.
- Protez Değişimi Gerekebilir: Meme implantları ömür boyu garantili yapılar değildir. Çoğu üretici firma, 10-15 yıldan sonra olası yıpranmalar veya şekil bozukluklarına karşı protez değişimini düşünebileceğinizi belirtir. Tabii ki bu süre kişiden kişiye farklılık gösterir.
Kısacası hangi implant türünü seçerseniz seçin hem emzirme hem de duyum konularında kesin sonuçlar vermek mümkün değildir; ancak doğru teknik ve iyi bir cerrahi yaklaşımla çoğu hasta bu konuları sorunsuz şekilde deneyimleyebilmektedir.
Cerrahi Süreç ve İyileşme Dönemi Neler İçerir?
Meme protezi ameliyatı genelde genel anestezi altında yapılan, hastanın durumuna göre 1 ila 2 saat arasında sürebilen bir işlemdir. Her ne kadar bu süre zarfı görece kısa olsa da ameliyat öncesi hazırlık, ameliyat anı ve iyileşme dönemi bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Ameliyat Öncesi Hazırlık
- Muayene ve Planlama: Doktorunuz, beden ölçülerinizi, göğüs kafesi genişliğinizi, cilt elastikiyetinizi ve beklentilerinizi değerlendirir. Ardından silikon mu salin mi, protezin hacmi ne kadar olmalı, kesinin yeri neresi olacak gibi konularda size rehberlik eder.
- Kan Tahlilleri ve Gerekli Tetkikler: Ameliyat öncesi standart kan tahlilleri, EKG gibi testler yapılır. Eğer silikon protez tercih ediyorsanız, bazen ek görüntüleme tetkikleriyle (ultrason, mamografi, hatta gerektiğinde MRI) meme dokusunun durumu önceden ayrıntılı incelenebilir.
Ameliyat Anı
- Anestezi: Genellikle genel anestezi uygulanır, yani işlem boyunca uyuyor olursunuz.
- Kesinin Yapılması: Bu nokta, seçilen cerrahi tekniğe bağlıdır. İmplantın yerleştirileceği cep, göğüs kasının altına (submusküler) veya meme dokusunun altına (subglandüler) oluşturulur.
- Protezin Yerleştirilmesi: Salin implantlarda, protez genellikle boş şekilde yerleştirilir ve sonrasında tuzlu suyla doldurulur. Silikon implantlarda ise protez önceden dolu olduğu için kesi alanı biraz daha geniş olabilir.
- Kapatma ve Bandajlama: Kesi bölgesi genellikle estetik dikişlerle kapatılır ve özel bir bandaj veya sargı uygulanır.
Ameliyat Sonrası ve İyileşme
- Ağrı ve İlaçlar: Anestezi etkisi geçtikten sonra göğüs bölgesinde ağrı, hassasiyet ve hafif ödem (şişlik) olması normaldir. Ağrı kesiciler ve bazı durumlarda antibiyotikler reçete edilebilir.
- Destekleyici Sütyen Kullanımı: Ameliyat sonrası dönemde göğüslerin yeni şeklini koruması ve iyileşmenin daha rahat olması için destekleyici bir spor sütyeni veya özel medikal sütyen kullanmak önerilir.
- Dinlenme Süreci: İlk birkaç gün, vücudu çok zorlamadan dinlenmek önemlidir. Ancak tamamen hareketsiz kalmak da doğru değildir; hafif yürüyüşler kan dolaşımını hızlandırarak iyileşmeye katkı sağlar.
- Kontroller ve Dikişlerin Alınması: Doktorunuz ameliyatın boyutuna ve dikişlerin türüne göre birkaç gün veya bir hafta içinde sizi kontrole çağırır. Dikişlerin alınması veya kendiliğinden eriyen dikişlerin kontrolü yapılır.
- Günlük Yaşama Dönüş: Genellikle 1-2 hafta içinde hafif tempolu hayata dönülebilir, ancak ağır sporlara ve yoğun fiziksel aktivitelere geri dönüş için ortalama 4-6 haftalık bir süre gerekebilir.
İyileşme döneminde en önemli nokta, doktorunuzun verdiği talimatlara uyum sağlamaktır. İmplant türünüz ne olursa olsun, vücudunuzu zorlarsanız veya bakım kurallarına dikkat etmezseniz komplikasyon riski artabilir.
Maliyet Farkları ve Diğer Ekonomik Faktörler
Meme protezi ameliyatının maliyeti, tercih edilen protez tipinden operasyonun gerçekleştiği hastaneye kadar pek çok unsura bağlıdır. Burada birkaç ana faktör ön plana çıkar:
- İmplant Maliyeti
Silikon İmplantlar: Üretim süreçleri daha ileri teknolojik aşamalar gerektirdiğinden ve malzemesi daha pahalı olduğundan, genellikle salin implantlara kıyasla daha yüksek fiyatlıdır.
Salin İmplantlar: İç dolgu malzemesi steril tuzlu sudan oluştuğu için üretim maliyeti nispeten düşüktür. Bu da ameliyatın toplam maliyetine yansır.
- Cerrahi Ücret ve Hastane Masrafları
Ameliyat Süresi: Silikon implantların yerleştirilmesi bazen biraz daha uzun sürer; bu ameliyathanenin kullanım süresini ve dolayısıyla masrafları etkileyebilir.
Hastane Koşulları: Özel hastaneler, şehir merkezi lokasyonları veya daha lüks klinik ortamları gibi faktörler fiyatı doğrudan etkileyebilir.
- Uzun Vadeli Bakım ve Kontrol Maliyetleri
Silikon İmplantlar: Sessiz yırtılmaları tespit etmek için periyodik olarak (örneğin her birkaç yılda bir) MRI taraması yaptırmak önerilir. Bu taramaların masrafları sigorta kapsamına girmeyebilir.
Salin İmplantlar: Ani sönme olduğu için düzenli MRI’ya ihtiyaç duymayabilirsiniz. Ancak yine de dönemsel kontroller ihmal edilmemelidir.
- Garantiler ve İleride Olası Değişim Gereksinimi
Çoğu implant üreticisi, belirli koşullar altında bir garanti sunar. Ancak yine de belli süreler sonunda protez değişimi veya onarımı gündeme gelebilir. Bu geleceğe dönük masrafları da göz önünde bulundurmak gerekir.
Kişiye Özel Seçim Nasıl Yapılmalıdır?
Her bedenin kendine has özellikleri vardır ve her bireyin beklentisi farklıdır. Bu nedenle “En iyi implant budur,” şeklinde genelleyici bir öneri yapmak pek mümkün değildir.
- Vücut Yapısı ve Mevcut Meme Dokusu
Eğer çok ince bir cildiniz ve az miktarda doğal meme dokunuz varsa, silikon implant tercih etmek size daha doğal bir sonuç verebilir.
Daha kalın cilt veya yeterli meme dokusu olan kişilerde salin implantlar da oldukça başarılı sonuçlar sağlayabilir.
- Yaşam Tarzı ve Spor Aktiviteleri
Yoğun şekilde spor yapan ve göğüs kaslarını aktif kullanan kişilerde, implantın kas ustune yerleştirilmesi tercih edilebilir. Kasın altına yerleştirildiğinde, özellikle salin protezlerde dalgalanma riski biraz daha azalabilir.
Daha sakin bir yaşam tarzına sahip kişilerde, implantın pozisyonu ve türü konusunda seçenekler daha geniştir.
- Alerji ve Diğer Sağlık Koşulları
Her ne kadar silikon protezlere karşı alerji son derece nadir olsa da vücudunuzun hassasiyetleri konusunda doktorunuzla önceden konuşmalısınız.
Otoimmün hastalıklar veya belli kronik rahatsızlıkları olan kişilerde, hangi implant türünün daha uygun olduğu kişisel değerlendirmelerle belirlenmelidir.
- Kişisel Estetik Hedefler
Bazıları daha dolgulu ve dik bir görünüm isterken, bazıları daha doğal bir kontur tercih edebilir. Yüksek profilli (üst kısmı daha projeksiyonlu) bir implant mı, yoksa daha yumuşak geçişli bir implant mı istediğinize karar vererek, türü belirlemede kolaylık sağlayabilirsiniz.
Ayrıca meme şeklini belirleyen tek faktör implant değildir. Göğüs kafesinin genişliği, meme başı pozisyonu ve cilt elastikiyeti de sonucu ciddi ölçüde etkiler.
En sağlıklı yaklaşım bedeninizi iyi tanımak, beklentilerinizi netleştirmek ve konusunda deneyimli, güvenilir bir plastik cerrahla görüşmektir. Cerrahınız, ölçümler yaparak ve sizin beklentilerinizi dinleyerek sizi doğru yöne yönlendirecektir.
Uzun Vadeli Bakım ve Düzenli Kontroller
Meme implantı ameliyatından sonra hayat boyu kontrollere ihtiyaç olmayacağını düşünmek hem silikon hem de salin için yanlış bir kanıdır. Tıpkı arabanın düzenli bakıma ihtiyaç duyması gibi, meme implantları da zaman zaman kontrol edilmelidir.
- Silikon İmplantlarda MRI Takibi: Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), silikon implant taktıran hastaların ameliyattan birkaç yıl sonra ve sonrasında belirli periyotlarla (genellikle 2 yılda bir) MRI çektirmesini önerir. Bu sessiz yırtılmaları erken tespit etmeye yöneliktir.
- Salin İmplantlarda Rutin Muayene: Salin implantlar sönme durumunda bariz şekilde kendini belli eder. Bu nedenle düzenli bir MRI şartı olmaz. Ancak yine de uzman bir hekimin periyodik muayenesi önemlidir. Kapsül kontraktürü, enfeksiyon gibi diğer komplikasyon belirtileri bu muayenelerde değerlendirilebilir.
- Kendi Kendini Muayene Alışkanlığı: Her kadın, memelerini düzenli olarak evde kontrol etmelidir. Bu kontrol, yalnızca implantla ilgili değil genel meme sağlığı açısından da kritik öneme sahiptir. Göğüs dokusunda şişlik, kitle veya anormal bir sertlik hissettiğinizde vakit kaybetmeden bir uzmana danışmak gerekir.
- Yaşlanma ve Hormonal Değişiklikler: Yıllar geçtikçe meme dokunuzda doğal sarkma, gebelik veya kilo alma-verme gibi durumlarla hacim değişiklikleri olabilir. Bu değişiklikler implantın görünümünü de etkiler. Dolayısıyla 10 yıl ya da 15 yıl sonra ikinci bir operasyon ihtiyacı gündeme gelebilir.
Düzenli kontrol ve bakım, sadece olası problemlerin erken teşhisi için değil aynı zamanda uzun vadede memnun edici sonuçların korunması için de önemlidir.
Karar Vermeden Önce Hangi Soruları Sormalısınız?
Bir meme protezi ameliyatı düşünüyorsanız, doktorunuzla görüşmeye gitmeden önce birkaç kritik soruyu not almakta fayda vardır. Bu sorular hem sizi hem de doktorunuzu aynı sayfada buluşturacak, beklentilerin netleşmesini sağlayacaktır.
Beklediğim Görsel Sonuç Gerçekçi mi?
- Vücut yapım ve cilt elastikiyetim göz önüne alındığında, istediğim büyüklük ve form gerçekçi mi?
- Çok büyük implantlar ileride omuz, sırt ağrısı gibi sorunlara yol açabilir mi?
Hangi Cerrahi Tekniği ve İnsizyon Yerini Öneriyorsunuz?
- Kesinin meme altından mı, meme başı çevresinden mi, yoksa koltuk altından mı yapılacağı gibi detayları netleştirin.
- Böylece gelecekteki iz ve olası duyum değişiklikleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
İyileşme Sürecim Nasıl Olacak?
- Ameliyat sonrası kaç gün dinlenmem gerekecek? Ne zaman işe ya da günlük rutinime dönebilirim?
- Ağrı yönetimi ve pansumanlar konusunda neler yapmam gerekiyor?
Kontroller ve Uzun Vadeli Takip Nasıl Planlanacak?
- Özellikle silikon implant düşünüyorsanız, MRI takibi ne sıklıkla yapılacak?
- Salin implant taktırırsam hangi durumlarda hemen doktora başvurmalıyım?
Maliyet ve Olası Ek Masraflar Nelerdir?
- Toplam maliyete, anestezi ve hastane masrafları dâhil mi?
- İleride olası bir yırtılma veya değiştirme operasyonu gerekirse, ek maliyetleri nasıl karşılayabilirim?
Doğru Tercihi Nasıl Yakalayabilirsiniz?
Meme protezi seçimi, sadece estetik bir müdahale değil aynı zamanda yaşam kalitesini, beden algısını ve psikolojik iyi oluşu etkileyen kapsamlı bir süreçtir. Silikon ve salin implantlar, her ne kadar benzer amaçlara hizmet etse de kullanılan dolgu malzemesi ve buna bağlı özellikler bakımından farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar ameliyatın tekniğinden, iyileşme sürecine; uzun vadeli bakım ihtiyaçlarından, ortaya çıkabilecek komplikasyon ihtimallerine kadar her basamakta hissedilir.
Silikon İmplantlar: Daha doğal bir his ve görünüm sunma konusunda avantajlıdır. Ancak sessiz yırtılma olasılığı ve buna bağlı düzenli MRI kontrolleri gereksinimi nedeniyle daha sıkı bir takip programı ister. Fiyatları, genelde salin implantlara göre daha yüksektir.
Salin İmplantlar: Su dolu olması sayesinde yırtılma halinde hemen fark edilir. Daha küçük kesilerle yerleştirilme olanağı sunar ve başlangıç maliyeti genelde daha düşüktür. Öte yandan özellikle göğüs dokusunun ince olduğu kişilerde dalgalanma ve daha sert bir hissiyat riski bulunmaktadır.
Seçiminiz ne olursa olsun, güvenilir bir sağlık kuruluşunda, deneyimli bir cerrah eşliğinde ilerlemek ve düzenli kontrol takvimine uymak esastır. Hekimle kurulan doğru iletişim, ameliyat öncesi ve sonrasında atılacak adımların bilinçli şekilde planlanmasını sağlar. Aynı zamanda, kişinin kendi vücudu ve beklentileri üzerine yaptığı değerlendirmeler de nihai kararın kalitesini artırır.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olan Dr. Erman Ak, ilk ve orta öğrenimini Mersin’de, lise öğrenimini Mersin Fen Lisesi’nde tamamlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2014 yılında Tıp Doktoru olarak mezun oldu. 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. İstanbul’un sayılı çene cerrahisi merkezlerinden biri olan hastanede birçok başarılı dudak damak yarığı, doğumsal anomaliler ve çene cerrahisi operasyonları gerçekleştirdi. Bu zorlu ve yorucu ameliyatlar, Dr. Erman Ak’ın yüz cerrahisinde kendi konseptini oluşturmasına faydalı oldu.