Dr. Erman Ak

Jinekomasti Ameliyatı: Sonrası Süreç, 2025 Fiyatları & Hasta Yorumları

Jinekomasti Ameliyatı , estetik ve fonksiyonel beklentilerinizi karşılamak üzere tasarlanmış, modern ve güvenli bir cerrahi işlemdir. Dr. Erman Ak, Jinekomasti Ameliyatı ve diğer plasik cerrahi ameliyatlarını İstanbul'da yapmaktadır. Jinekomasti Ameliyatı fiyatları, süreci, öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler için içeriğimizi okuyabilirsiniz.

Devamını Oku Randevu Al
Group 110 Jinekomasti Ameliyatı
Group 85 1 png Jinekomasti Ameliyatı
TR slider gorsel@2x Jinekomasti Ameliyatı

Jinekomasti ameliyatı, erkeklerde meme dokusunun anormal büyümesi sonucu oluşan estetik ve psikolojik rahatsızlıkları gidermek amacıyla uygulanan cerrahi bir işlemdir. Hormonal dengesizlik, ilaç kullanımı veya genetik faktörler jinekomastiye neden olabilir.

Liposuction yöntemi, yağ dokusunun yoğun olduğu jinekomasti vakalarında kullanılır. Bu teknikte küçük kesilerden girilerek fazla yağ dokusu alınır ve meme bölgesine daha düz bir görünüm kazandırılır. İzler minimaldir ve iyileşme süreci kısadır.

Glandüler doku fazlalığı olan hastalarda, cerrahi eksizyon yöntemi tercih edilir. Bu yöntemde meme ucunun etrafından yapılan kesilerle sert doku çıkarılır. Gerektiğinde liposuction ile kombine edilerek daha doğal bir sonuç elde edilir.

Jinekomasti ameliyatı sonrası hafif şişlik, morluk ve gerginlik hissi normaldir. Hastalar genellikle birkaç gün içinde sosyal yaşantılarına dönebilir. Tam iyileşme süreci birkaç hafta sürer ve operasyonun kalıcı sonuçları yüksek memnuniyet oranı ile değerlendirilir.

Jinekomasti Ameliyatı hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Jinekomasti Nedir ve Neden Oluşur?

Jinekomasti, basitçe bir kilo problemi veya bölgesel yağlanma olarak algılanmamalıdır; bu durum erkek memesindeki glandüler dokunun, yani meme bezi dokusunun iyi huylu bir şekilde çoğalmasıdır. Estetik bir kaygı yaratmasının ötesinde, kişinin vücut algısını bozan, sosyal ortamlarda çekingenliğe yol açan ve özgüveni zedeleyen tıbbi bir durumdur. Özellikle yaz aylarında tişört giymekten kaçınma, denize girerken utanma veya sürekli bol kıyafetler tercih etme gibi davranışlar, bu sorunu yaşayan bireylerde sıkça gözlemlediğimiz sosyal kaçış yöntemleridir.

Bu durumun temelinde yatan ana mekanizma, vücuttaki hormonal dengenin şaşmasıdır. Erkek vücudunda normal şartlarda testosteron hormonu baskındır ancak belirli dönemlerde veya belirli tetikleyicilerle östrojen, yani kadınlık hormonu, androjene göre oransal olarak artış gösterebilir. Bu dengesizlik meme dokusundaki reseptörleri uyarır ve dokunun büyümesine neden olur. Çoğu zaman fizyolojik olarak bebeklikte, ergenlikte ve yaşlılıkta doğal süreçlerin bir parçası olarak karşımıza çıksa da dış faktörlerin etkisi yadsınamaz.

Hormonal dengeyi bozan ve jinekomastiyi tetikleyebilecek bazı faktörler şunlardır:

  • Ergenlik dönemi
  • Yaşlılık süreci
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Obezite
  • Kronik karaciğer hastalıkları
  • Böbrek yetmezliği
  • Tiroid rahatsızlıkları
  • Anabolik steroid kullanımı
  • Bazı antidepresanlar
  • Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar
  • Uyuşturucu madde kullanımı

Yalancı Jinekomasti ile Gerçek Jinekomasti Arasındaki Fark Nedir?

Hastalarımızın bize başvurduğunda en çok karıştırdığı iki kavram, gerçek jinekomasti ve yalancı jinekomastidir. Bu ayrım, tedavi planımızı belirleyen en temel faktördür ve doğru teşhis konulmadan yapılan bir müdahale başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkumdur.

Gerçek jinekomasti, meme başının hemen altında yer alan, parmakla muayene edildiğinde sert, lastik kıvamında ve disk şeklinde hissedilen bir doku artışıdır. Bu doku, fibroglandüler dediğimiz sert meme bezi dokusudur. Genellikle meme ucundan dışarıya doğru simetrik bir şekilde yayılır ve dokunulduğunda hassasiyet veya ağrı hissi yaratabilir. Bu sert doku, sporla veya diyetle erimez; çünkü bu bir yağ dokusu değildir, yapısal bir organdır.

Yalancı jinekomasti ise tamamen farklı bir biyolojik süreçtir. Tıbbi adıyla “Psödojinekomasti” olarak bilinen bu durumda meme bezinde herhangi bir büyüme veya sertleşme yoktur. Sorun, göğüs bölgesinde aşırı yağ dokusunun birikmesidir. Genellikle kilo alımına bağlı gelişen bu durumda meme dokusu yumuşaktır, ele gelen sert bir kitle yoktur ve ağrı şikayeti pek görülmez.

İki durum arasındaki temel farklar şunlardır:

  • Doku sertliği
  • Ağrı veya hassasiyet varlığı
  • Kilo vermeye verilen yanıt
  • Meme ucu görünümü
  • Muayene bulguları

Ameliyat Öncesi Hangi Testler İstenir?

Cerrahi müdahale öncesinde hastanın sadece estetik kaygılarını değil genel sağlık durumunu da detaylıca değerlendirmek zorundayız. Çünkü jinekomasti bazen sadece estetik bir sorun değil altta yatan daha ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle ameliyatı planlamadan önce, meme büyümesine neden olabilecek hormonal veya tümöral bir durumun olup olmadığını ekarte etmemiz gerekir.

Özellikle tek taraflı meme büyümesi olan ağrısı çok şiddetli olan veya hızlı bir şekilde meme büyümesi yaşayan hastalarda bu incelemeler daha da kritik hale gelir. Hastadan detaylı bir öykü alınır; kullandığı ilaçlar, bitkisel takviyeler ve sporcu destek ürünleri sorgulanır. Fizik muayenede sadece göğüs bölgesi değil testis muayenesi de yapılarak olası kitleler araştırılır.

İstenen rutin laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri şunlardır:

  • Karaciğer fonksiyon testleri
  • Böbrek fonksiyon testleri
  • Tiroid fonksiyon testleri
  • Serbest ve total testosteron
  • Östrojen seviyesi
  • Prolaktin hormonu
  • LH ve FSH değerleri
  • Testis ultrasonografisi
  • Meme ultrasonografisi

Jinekomasti Derecelendirmesi ve Evreleri Nelerdir?

Her jinekomasti vakası aynı değildir ve her hastaya aynı cerrahi teknik uygulanamaz. Başarılı bir sonuç elde etmek için öncelikle problemin boyutunu doğru sınıflandırmamız gerekir. Plastik cerrahide sıklıkla Rohrich sınıflandırma sistemi kullanılır. Bu sistem, memedeki doku miktarına, deri fazlalığına ve meme ucunun sarkma durumuna göre hastayı belirli evrelere ayırır. Bu evreleme, hem ameliyatın zorluk derecesini belirler hem de iyileşme süreci hakkında bize fikir verir.

Evre 1, en hafif formdur. Burada meme dokusunda ve yağda az miktarda artış vardır ancak deride herhangi bir gevşeme veya sarkma yoktur. Genellikle “puffy nipple” dediğimiz, meme ucunun kabarık durduğu durumlar bu kategoridedir.

Evre 2, orta seviyeli büyümedir. Meme hacmi belirgin şekilde artmıştır, tişört üzerinden belli olur. Meme ucu normal yerinde olabilir ancak göğüs kadınsı bir forma yaklaşmıştır. Deri fazlalığı sınırda olabilir veya hiç olmayabilir.

Evre 3 ve Evre 4 ise ileri düzey jinekomastiyi ifade eder. Bu hastalarda meme dokusu çok büyüktür (genellikle 500 gramın üzerinde) ve buna ciddi bir deri fazlalığı eşlik eder. Meme ucu sarkmış, göğüs tamamen kadın memesi formunu almıştır. Bu gruptaki hastalarda sadece dokuyu çıkarmak yetmez, bollaşan derinin de toparlanması gerekir.

Bu evrelere göre belirlenen cerrahi stratejiler şunlardır:

  • Sadece Liposuction
  • Kısıtlı Eksizyon
  • Kombine Teknikler
  • Deri Çıkarma İşlemleri

Jinekomasti Ameliyatı hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Sadece Liposuction Yöntemi Yeterli midir?

Hastalarımızın en sık sorduğu ve belki de en çok yanıldığı konulardan biri budur. “Hocam sadece yağları çeksek düzelmez mi?” sorusuyla sıkça karşılaşırız. Bu sorunun cevabı, hastanın doku yapısına göre değişmekle birlikte gerçek jinekomasti hastalarının büyük çoğunluğu için “hayır”dır.

Liposuction, yani vakumla yağ alma işlemi, adı üzerinde sadece yağ dokusunu hedef alır. Eğer hastada yalancı jinekomasti varsa, yani sorun sadece yağ birikimiyse, liposuction harika ve yeterli bir çözümdür. İz bırakmaz, iyileşme çok hızlıdır ve sonuç tatmin edicidir. Ancak jinekomasti vakalarının %80-90’ında yağ dokusunun yanı sıra sert glandüler doku da bulunur:

Meme bezini bir portakalın içindeki lifli kısım gibi, yağ dokusunu da onun etrafındaki yumuşak tabaka gibi düşünebilirsiniz. Liposuction kanülleriyle etraftaki yumuşak yağı alabilirsiniz ancak merkezdeki o sert, lifli portakal kısmını parçalayamaz ve çekemezsiniz. Eğer glandüler dokusu olan bir hastaya sadece liposuction yapılırsa ne olur? Etraftaki yağlar gider, meme ucu altındaki sert kitle olduğu gibi kalır. Bu da göğüste çukurlaşmalara, dalgalı bir görünüme ve meme ucunun hala kabarık durmasına neden olur.

Sadece liposuctionın yetersiz kaldığı durumlar şunlardır:

  • Sert glandüler doku varlığı
  • İleri düzey deri sarkması
  • Meme ucu genişlemesi
  • Asimetrik meme yapısı

Altın Standart Olan Kombine Ameliyat Tekniği Nedir?

Jinekomasti cerrahisinde en estetik, en doğal ve komplikasyon oranı en düşük sonuçları aldığımız yöntem “Kombine Teknik” olarak adlandırdığımız yaklaşımdır. Literatürde ve klinik pratikte altın standart olarak kabul edilen bu yöntem liposuction ve cerrahi eksizyonun (çıkarma işleminin) avantajlarını birleştirir.

Bu teknikte süreç şöyle ilerler: Öncelikle göğüs bölgesine, koltuk altına ve meme çevresine geniş kapsamlı bir liposuction uygulanır. Bu işlem göğsün genel hacmini küçültür, göğüs kaslarının hatlarını ortaya çıkarır ve en önemlisi içerideki sert meme dokusunu çevre dokulardan izole eder. Liposuction ile yağlar alındıktan sonra, meme ucunun alt sınırından yapılan yarım ay şeklindeki çok küçük bir kesi ile kalan sert glandüler dokuya ulaşılır. Bu doku, cerrahi olarak bütün halinde veya parçalanarak çıkarılır.

Kombine tekniğin en büyük avantajı “geçiş bölgesini” mükemmel bir şekilde yumuşatmasıdır. Eğer sadece kesip dokuyu çıkarırsanız, meme ucunun olduğu yer çöker ve etrafı yüksek kalır; buna “tabak görüntüsü” deriz. Ancak önce liposuction ile etrafı inceltip sonra dokuyu çıkarırsanız, göğüs duvarı dümdüz ve pürüzsüz bir hal alır. Maskülen, atletik ve doğal bir göğüs yapısına ulaşmanın anahtarı, doku çıkarımı ile şekillendirmeyi aynı anda yapmaktır.

Kombine tekniğin sağladığı avantajlar şunlardır:

  • Pürüzsüz göğüs konturu
  • Daha az kanama riski
  • Daha küçük ameliyat izi
  • Daha hızlı iyileşme süreci
  • Doğal geçiş hatları

VASER Teknolojisi Bu Süreçte Nasıl Bir Fark Yaratır?

Gelişen teknolojiyle birlikte plastik cerrahide kullandığımız cihazlar da evrim geçirdi. Jinekomasti ameliyatlarında elimizi en çok güçlendiren teknolojilerin başında VASER (Ultrason Destekli Liposuction) geliyor. Klasik liposuctiondan farklı olarak VASER, ses dalgaları enerjisini kullanarak çalışır.

Bu teknolojinin jinekomasti ameliyatlarındaki en büyük katkısı “seçicilik” özelliğidir. VASER probu doku içine girdiğinde yaydığı ses dalgaları, sadece yağ hücrelerini hedefler ve onları sıvılaştırır. Damarlara, sinirlere ve bağ dokusuna zarar vermez. Bu sayede ameliyat sonrası morluk ve şişlik, klasik yöntemlere göre çok daha az olur. Ayrıca jinekomasti dokusu genellikle çok sert ve lifli bir yapıdadır. VASER, bu sert dokuyu adeta yumuşatarak cerrahın işini kolaylaştırır ve dokunun çok daha küçük bir delikten çıkarılmasına olanak tanır.

Bir diğer önemli avantajı ise cilt üzerindeki etkisidir. VASER enerjisi, deri altını ısıtarak kollajen üretimini tetikler ve cildin sıkılaşmasını sağlar. Özellikle Evre 2 ve sınırda Evre 3 olan hastalarda, deriyi kesip çıkarmadan sadece VASER’in sıkılaştırma etkisiyle derinin göğüs kafesine oturmasını sağlayabiliriz. Bu da hastayı büyük kesilerden ve uzun izlerden kurtarır. Ayrıca “High-Def” dediğimiz, göğüs kası kenarlarının belirginleştirildiği atletik görünüm, VASER ile çok daha hassas bir şekilde yapılabilir.

VASER teknolojisinin faydaları şunlardır:

  • Daha az morluk
  • Daha az ödem
  • Ciltte sıkılaşma etkisi
  • Sert dokuyu yumuşatma
  • Hassas şekillendirme imkanı

Ameliyat İzleri Kalır mı ve Nereye Gizlenir?

Estetik cerrahide hastalarımızın en büyük çekincesi doğal olarak izlerdir. “Göğsüm düzelecek ama boydan boya bir iz mi kalacak?” endişesi sıkça dile getirilir. Modern cerrahi teknikler sayesinde, jinekomasti ameliyatlarında izler neredeyse görünmez hale getirilebilmektedir.

En sık kullandığımız giriş yeri, “periareolar” dediğimiz bölgedir. Meme başının (areola) renkli kısmı ile normal cildin birleştiği alt sınırdan, yarım ay şeklinde, yaklaşık 1-2 cm’lik bir kesi yapılır. Burası zaten doğal bir renk geçiş hattı olduğu için, iyileşme tamamlandığında iz, bu renk farkının içinde kaybolur ve çıplak gözle fark edilmesi çok zor hale gelir. Liposuction için kullanılan kanül giriş delikleri ise genellikle koltuk altı kıvrımı gibi gizli noktalara açılan 3-4 milimetrelik deliklerdir ve zamanla tamamen silinir.

Ancak burada dürüst olmak gerekir; eğer hasta Evre 4 jinekomastiye sahipse, yani memeler aşırı büyük ve deri çok sarksıysa, sadece küçük deliklerden girmek yetmez. Bu durumda fazla derinin de çıkarılması gerekir ve bu da meme başı etrafında daha geniş veya bazen göğüs altına uzanan izler anlamına gelebilir. Fakat hastaların %90’ında minimal invaziv tekniklerle, yani neredeyse izsiz yöntemlerle sonuç almak mümkündür.

İzlerin görünürlüğünü etkileyen faktörler şunlardır:

  • Hastanın cilt yapısı
  • Genetik iyileşme potansiyeli
  • Sigara kullanımı
  • Güneş maruziyeti
  • Ameliyat sonrası bakım

İyileşme Süreci ve Korse Kullanımı Nasıl Olmalıdır?

Başarılı bir ameliyat, sürecin sadece yarısıdır. Diğer yarısı ise hastanın ameliyat sonrası kurallara ne kadar uyduğuyla ilgilidir. Jinekomasti ameliyatından hemen sonra hastamıza özel medikal bir korse (kompresyon yeleği) giydiririz. Bu korse, iyileşme sürecinin en kritik elemanıdır.

Ameliyatla dokuyu boşalttığımız için deri ile kas arasında bir boşluk oluşur. Eğer bu boşluğa baskı uygulamazsak, vücut burayı serum sıvısıyla doldurmaya çalışır (seroma) veya deri gevşek kalıp dalgalı iyileşir. Korse, deriyi tabana yapıştırarak pürüzsüz bir iyileşme sağlar ve ödemi kontrol altında tutar. Standart protokolümüzde hastanın bu korseyi ilk 3-4 hafta gece gündüz (sadece duşta çıkararak), sonraki 2-3 hafta ise yarım gün takmasını isteriz.

İyileşme sürecini daha net anlatmak gerekirse, ilk hafta hastanın en çok dinlenmesi gereken dönemdir. Ağrı genellikle çok hafiftir ve basit ağrı kesicilerle kontrol edilir, ancak kol hareketlerinde kısıtlılık olması normaldir. İkinci haftadan itibaren ödemler hızla inmeye başlar ve hasta günlük yaşantısına tamamen adapte olur.

İyileşme döneminde dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

  • Düzenli korse kullanımı
  • Sırt üstü yatış pozisyonu
  • Bol su tüketimi
  • Tuz kısıtlaması
  • Reçeteli ilaçların kullanımı

Spora ve Sosyal Hayata Ne Zaman Dönülür?

Jinekomasti ameliyatı olan hastalarımızın çoğu genç ve aktif bireyler olduğu için spora dönüş süresi en çok merak edilen konulardan biridir. Ancak aceleci davranmak, içerideki dikişleri zorlayabilir veya kanama riskini artırabilir. Bu nedenle kademeli bir geçiş planı uygularız.

Masa başı bir işte çalışıyorsanız, ameliyattan 3-4 gün sonra işinize dönebilirsiniz. Ancak fiziksel güç gerektiren bir işiniz varsa bu süre 10-14 güne kadar uzayabilir. Sosyal hayata dönüşte ise belirleyici faktör korsedir; kıyafetlerin altından belli olmayan ince korseler sayesinde hastalarımız ameliyattan birkaç gün sonra dışarı çıkıp sosyalleşebilirler.

Spor konusuna gelince; ilk hafta sadece evin içinde hafif yürüyüşlere izin veriyoruz. İkinci haftadan itibaren tempolu yürüyüşler yapılabilir. Üçüncü ve dördüncü haftalarda bacak egzersizleri gibi göğüs kaslarını zorlamayan hafif antrenmanlara başlanabilir. Ancak asıl hedef olan ağırlık antrenmanları, şınav, barfiks veya bench press gibi göğüs kaslarını (pektoral kasları) doğrudan çalıştıran hareketler için en az 6 hafta beklemek şarttır. Erken başlanan ağır spor, geçmeyen ödemlere ve şekil bozukluklarına yol açabilir.

Spora dönüş takvimi şöyledir:

  • Hafif yürüyüşler
  • Tempolu yürüyüşler
  • Alt vücut egzersizleri
  • Hafif kardiyo
  • Tam kapsamlı ağırlık antrenmanı

Olası Riskler ve Komplikasyonlar Nelerdir?

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi jinekomasti ameliyatının da potansiyel riskleri vardır. Bir doktor olarak bu riskleri hastayla şeffaf bir şekilde paylaşmak görevimizdir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki jinekomasti ameliyatı komplikasyon oranı oldukça düşük ve hasta memnuniyeti çok yüksek bir işlemdir.

En sık karşılaştığımız durum “seroma”dır. Seroma, ameliyat bölgesinde vücut sıvısının birikmesidir. Genellikle korse kullanımının yetersiz olduğu veya hastanın erken dönemde çok hareket ettiği durumlarda görülür. Çoğu zaman poliklinik şartlarında basit bir enjektörle çekilerek tedavi edilir ve kalıcı bir sorun yaratmaz.

Bir diğer risk hematomdur, yani içeride kan birikmesidir. Bu durum genellikle ameliyatın ilk 24 saati içinde, tansiyonun yükselmesi veya bir darbe sonucu oluşabilir. Nadiren de olsa içerideki kanın boşaltılması gerekebilir. Bunların dışında meme ucunda geçici his kayıpları, deride renk değişiklikleri veya kontur düzensizlikleri görülebilir. His kaybı genellikle sinirlerin kendini onarmasıyla 3-6 ay içinde düzelir.

Olası komplikasyonlar şunlardır:

  • Seroma oluşumu
  • Hematom gelişimi
  • Enfeksiyon riski
  • Meme ucu hissizliği
  • Asimetri
  • Yara iyileşme sorunları
  • Kalıcı sertlikler

Sonuçlar Kalıcı mıdır ve Jinekomasti Tekrarlar mı?

Hastalarımızın ameliyat kararı verirken en çok rahatladığı konu, bu ameliyatın sonuçlarının kalıcı olmasıdır. Jinekomasti ameliyatında meme bezi dokusunu fiziksel olarak vücuttan çıkardığımız için, o dokunun tekrar büyüme şansı yoktur. Yani ameliyat edilen bir meme dokusu, kendiliğinden tekrar eski haline dönemez.

Ancak burada çok önemli bir parantez açmak gerekir: “Kilo Alımı”. Ameliyat sırasında memedeki tüm yağ dokusunu sıfırlamayız; doğal bir görünüm için deri altında ince bir yağ tabakası bırakırız. Eğer hasta ameliyat sonrası aşırı kilo alırsa (örneğin 20-30 kilo gibi ciddi artışlar), kalan yağ hücreleri hacim olarak genişleyebilir ve göğüs tekrar dolgun görünebilir. Buna “nüks” değil kilo alımına bağlı yağlanma deriz.

Daha da kritik olan konu ise hormon ve steroid kullanımıdır. Eğer hasta ameliyat sonrası vücut geliştirme amacıyla anabolik steroidler veya testosteron takviyeleri kullanmaya devam ederse, kalan mikroskobik düzeydeki meme bezi hücreleri bile uyarılarak tekrar büyüyebilir. Bu nedenle jinekomasti ameliyatı olan hastalarımıza, ömür boyu bu tür hormon ilaçlarından uzak durmalarını şiddetle tavsiye ederiz.

Tekrarlamayı önlemek için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

  • İdeal kilonun korunması
  • Düzenli egzersiz yapılması
  • Dengeli beslenme
  • Steroidlerden uzak durulması
  • Aşırı alkol tüketiminden kaçınılması
Blog
Son Bog Yazıları
Yüz Germe Ameliyatı Yaptıran 15 Ünlü

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Yüz Germe Ameliyatı Yaptıran 15 ÜnlüArtık estetik operasyonların [...]

Dikişlerin Kaşınması Normal mi?

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Dikişlerin Kaşınması Normal mi?Evet, ameliyat sonrası dikişlerin kaşınması [...]

Endoskopik cerrahinin (Kapalı ameliyat) avantajları nelerdir?

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Endoskopik cerrahinin (Kapalı ameliyat) avantajları nelerdir?Endoskopik cerrahinin (kapalı [...]

Estetik Cerrahi Riskleri & Komplikasyonları

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Estetik Cerrahi Riskleri & KomplikasyonlarıEstetik cerrahi, her tıbbi [...]

Estetik Ameliyat Sonrası Sigara ve Alkol Kullanımı

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Estetik Ameliyat Sonrası Sigara ve Alkol KullanımıEstetik cerrahi [...]

Estetik Ameliyatlarda Anestezi

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Estetik Ameliyatlarda AnesteziEstetik ameliyatlarda, tamamen kişiye özel olarak [...]

Estetik Ameliyatı Sonrası Normal Hayata Dönüş

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Estetik Ameliyatı Sonrası Normal Hayata DönüşEstetik ameliyatı sonrası [...]

Estetik Ameliyatı Sonrası Duş & Temizlik

Dr. Erman Ak » Estetik Cerrahi » Estetik Ameliyatı Sonrası Duş & TemizlikEstetik bir operasyon [...]

Youtube
Video Galerisi

Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you Turkey's best aesthetic clinic We are waiting for you

Galeri
Fotoğraf Galerisi
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG
IMG